1970’lerden sonra Rusya’dan başlayıp tüm Avrupa’ya yayılan uygulama 1983 ta ünlü tıp dergisi Lancetteki bir makaleyle daha da popüler olmuştur.
Suyun sıcaklığının ve kaldırma gücünün gebenin hareket kabiliyetini artırarak rahatlama sağladığı, rahime giden kan akımını arttırarak oksijenizasyonu arttırdığı buna bağlı doğum ağrısını azalttığı, rahim kasının etkili kasılmasını sağlayarak doğum süresini kısalttığı ve konforunu attırdığı ileri sürülmektedir. Gebenin kaygı ve korkusu azalır, mutluluk hormonu endorfin salgılanır, suyun içindeki perine bölgesi gevşer ve yumuşar ,dolayısıyla doğuma bağlı zorlanma, yırtılma olasılığı azalır, Bebek açısından bakıldığında anne karnında zaten suyun içindeki bebeğin suya doğumu doğum stresini azalttığı düşünülmektedir. Ancak konuyla ilgili net bir bilimsel veri yoktur. Karşılaştırmalı çalışmalar sınırlı sayıda ve yetersizdir.
Suda Doğum Nasıl Yapılır?
Suda Doğumun Olası Sakıncaları Neler?
Anne için su embolisi (dolaşıma su kaçması) ve enfeksiyon, bebek açısından da yine enfeksiyon ve solunum problemleri sayılabilir. Bebek su içinde doğacaksa (bazı su doğumlarında çıkım anında gebe sudan çıkarılarak doğum masasına alınmaktadır) mutlak surette bebek suyun dışına alındıktan sonra kordon kesilmelidir. Çünkü ancak suyun dışına çıkan bebekte solunum refleksi oluşur, suyun içindeyken kordon kesilirse solunuma suyun içinde zorlanan bebekte sıvı akciğerlere dolar ve solunum sıkıntısı oluşur. Ayrıca göbek kordonunun çok kısa olduğu durumlarda suya doğan bebeği suyun dışına alırken göbek kordonu kopabilir, bu durumun önüne geçmek için dikkatli ve sakin hareket etmeli, telaş ile ani hareketler yapmamalıdır.
- Genital Herpes enfeksiyonu
- Makat geliş
- Preeklampsi (gebelik tansiyonu)
- -Amnion sıvısının mekonyumlu olması (fetal sıkıntı)
- Erken doğum
- İri bebek
- Çoğul gebelik ,annede enfeksiyon ve kanama varlığında suda doğum yapılmamalıdır.
Suda doğum için kullanılacak küvetlerin hijyenine dikkat edilmelidir. Yetersiz hijyen hem anne ve hem de bebek açısından enfeksiyon riski oluşturur. Ayrıca suyun temizliği ve sıcaklığı da önemlidir. Doğum esnasında bebeğe strese sokmamak açısından suyun sıcaklığı 37’C de sabit tutulmalıdır ve uzun süren doğum eylemlerinde kirlendiği gözlenen su sık sık değiştirilmelidir.
Ayrıca suya çok erken girmenin henüz daha kasılmaların ilk yerleşme aşamasında süreci biraz yavaşlattığı görülmüştür. Bu sebeple kasılmaların düzenli ve etkili gelmeye başladığı 5 cm ve üzeri açıklıklarda havuza girilmelidir.
Suda doğum özellikle sezaryen oranlarının çok yüksek olduğu düşünülürse normal doğumu kolaylaştırmak daha etkili kısa doğum eylemi için değerlendirilebilir. Bebek açısından öngörülen faydaların son derece sübjektif olduğu düşünülürse özellikle doğum anında gebe suyun dışına alınabilir yada karar anne-babaya bırakılınabilir. Amaç doğumu suda sonlandırmak değil sağlıklı bir bebek kucağımıza almaktır. Bu sebeple verdiğimiz karalarda ısrarcı olmayıp değişen şartlara ve bebeğin iyilik haline göre doğumu yönetmektir.